12 Eylül 2017 Salı

Youtube'da Hukuk Başlangıcı Dersleri

1 Eylül 2016’dan, hatta açığa alındığım tarih olan 25 Temmuz 2016’dan beri öğrencilerimden ayrı kaldım. Hoş, yürüttüğümüz okuma grupları ve son zamanlarda başlayan atölyeler ile tümden ayrı düştüğümüz söylenemez ama, dönemlik bir dersi planlamanın, o ders vasıtasıyla muhataplarına kitap okutmanın ve onların o kitapları okuduğunu, üzerinde tartıştığını görmenin yerini tutmuyor bunlar.

Biliminsanlarının iki işlevi vardır: (1) Bilimsel araştırma (2) Öğretim. Kimi biliminsanı doğuştan araştırmacıdır. Ders anlatmak yük gelir çünkü okuyacak kitaplar, yapılacak araştırmalar vardır ve işin öğretim kısmı onu bütün bu işlerden alıkoyar. Kimi biliminsanı ise doğuştan öğreticidir. Kendini öğrencilerine adar. Kitapla, kalemle, araştırmayla arası pek iyi değildir. Esasında bu iki tutum da meşrudur. Nitekim yurtdışında bazı üniversitelerde bu iki işlevin keskin şekilde birbirinden ayrıldığını biliyoruz. Türkiye’de böyle bir ayırım yok. İsteseniz de istemeseniz de her iki işi birlikte yürütmek zorundasınız. Ha, unutmadan, elbette bir de bu iki işlevi de kendine uygun bulmayan biliminsanları vardır ki, üniversitelerdeki pozisyonları niye işgal ettikleri büyük bir soru işaretidir.

Ben iki işlevi de severim, daha doğrusu severdim. İlla birini tercih etmek gerekirse ama, sanırım, öğretim kısmından fedakârlık yapamayacağımı söylerim. Çok sevdiğim kitapları okuma, okuduklarım hakkında yazma imkanımı azaltsa bile, eğer imkân ve ihtiyaç varsa, ders anlatmaktan yana kullanırım tercihimi. Ama elbette, servis dersi dediğimiz derslerden, yani hukuk fakültesi dışındaki bölümlerde verilen Temel Hukuk derslerinden aynı anda birkaç tane anlatmaya da katlanamam. Ders dediysem, birbirlerinden farklı ve biraz da beni de geliştirecek derslerden bahsediyorum.

Bu yüzden, eğer ihraç edilmeseydim, hepsini bilfiil vermem gereken on sekiz saatlik bir ders yüküm olacaktı geçen sene. Üstelik bu derslerden biri, ilk defa vereceğim Sosyal Bilimler Felsefesi adlı doktora dersiydi. Çok heyecanlıydım bu ders için. Yıllardır üzerinde çalıştığım bir meseleydi. Ne var ki, bildiğiniz gibi, olmadı.

Bildiğini anlatma, aktarma, eğer talibi varsa ona ulaştırma tutkusundan olsa gerek, çoktandır Youtube üzerinde bir kanal açmayı düşünüyordum. Hatta birkaç arkadaşımla konuştum, bu işlerden anlayan profesyonel birisiyle küçük bir fizibilite çalışması filan da yaptık. Hayalimizdeki gibi bir kanal kurmak, esasında kısaca, bir Youtube üniversitesi, ama sosyal medyanın kullanım eğilimlerini gözeterek çalışan bir üniversiteyi kurmak bize pahalıya mâl olacaktı. Yapamadık.

Sonra kendi başıma deneyeyim dedim. Niyetimi gerçekleştirmeyi sürekli ertelerken, İlker Birbil hoca BirGün Pazar’da bir yazı  yazdı. Birbil’in de dediği gibi, her şeyden önce bilginin paylaşımı için yeni eğilimleri takip etmek gerekiyordu. Kendi yorumlarımı da katarak devam edeyim: Kitabın sonu geldi filan demek çok iddialı ama artık elimizdeki telefonlar ve sosyal medya mecraları bilginin farklı türden de paylaşımını mümkün kıldı. Üstelik bu alet ve araçlarla büyüyen gençlerin alışkanlıkları farklı. Bu yeni alışkanlıklara direnmenin veya onları yok saymanın bir anlamı yok. Ayrıca, özellikle Türkiye’de başka bir sorun var. Bizzat benim de yaşadığım ve binlerce insanın yaşadığı bir sorun: Geleneksel konumlarımızı kaybettik. Yani, her sene bin öğrenci, ben istemesem de, öğrenci istemese de, benimle birlikte ders işliyordu. Dersi takip etmek durumundaydı. Şimdi ise….

Ve nihayet, bilimsellikten ve akıldan çok uzak, bilgi demeye dilimin ermediği laf kalabalığının hem üniversitelerde hem de sosyal medyada dolaşıma girdiğini görüyoruz. Eğer bu kültür ve bilim vandallığına karşı yapılacak bir şey varsa, o da doğru mücadele sathını belirlemektir. Elbette tek mücadele satıh ve tarzı olarak değil, ama bu cephenin akıldışılığa teslim edilmemesi lazım.
İşte bütün bu düşünceler sonunda, biraz da heyecan ve coşkuyla, birkaç gün önce hızlı bir karar vererek, Youtube’da Hukuk Başlangıcı Dersleri vermeye başladım. Daha doğrusu dersin ilk videosunu çekerek paylaştım. Profesyonel bir başlangıç değildi. Bir ders planı hazırlamamıştım. 

Ayrıca, her mecranın olduğu gibi Youtube’un da kendine has kuralları vardı ve bunlardan bihaber idim. Acemice çektiğim ilk videoyu paylaştıktan sonra, biraz da beklemediğim ölçüde, olumlu sonuçlar aldım. Ders binlerce insan tarafından paylaşıldı, birkaç gazete ve haber portalı tarafından haberleştirildi. Hukukçu olmayan, hatta muhtemelen ideolojik olarak benimle uzaktan yakından ilgisi olmayan ve bu farklılığımızın da pekala farkında olan insanlar dersin devamını beklediklerini söyledi. Yani iş ciddiye bindi.

Bu arada Youtube’da nasıl daha etkili bir yayıncılık yapılacağına dair çok fazla öneri ve tavsiye geldi. Biraz araştırma yaptım. Nihayetinde ilk baştaki acemilikten ve amatörlükten uzak ama mali imkanlarımın ve vaktimin izin vermemesi nedeniyle de yeterince profesyonel olmayacak düzeyde devam etmeye karar verdim.

Bunun yanında, madem bu mecra bu kadar etkili ve bu konuda bir talep var, sadece Hukuk Başlangıcı değil, bildiğim ne varsa, aktarabildiğim ne olursa hepsini aktarmaya karar verdim.
İlk olarak, bir ders programı hazırladım. Daha önce bu mecranın gerekliliklerini hiç hesaba katmadığım için yepyeni bir program hazırlamam gerekti. Zira bir videonun çok uzun olmaması gerekiyor mesela. Benim fakültede anlattığım Hukuk Başlangıcı 12 hafta boyunca haftada üç saatlik bir dersti. Ama Youtube’a yükleyeceğim dersler, 30 dakika olan ilk videodan bile kısa olmalıydı. Doğru: Kendimi düşündüm. 30 dakikalık bir video bile çok uzun gelebiliyor. Hukuk Başlangıcı Dersleri’nde ne kadar uyabilirim buna bilmiyorum, ama bundan sonraki ders ve projelerde sanırım 15 dakika üst sınır olacak.

Her ne kadar dizinin adı Hukuk Başlangıcı Dersleri ise de, ortada esasında gerçek bir ders yok. Dolayısıyla yapmam gereken, bu ders kapsamında aktarmayı veya değinmeyi istediğim konuların bir dökümünü yaparak, bunları kısaca tartışmak. Bir öğretim üyesinin yapabileceği en iyi şeyin; anlattığı konuyla ilgili en can alıcı soruları sormak, bu soruların muhtemel cevaplarını vermek ama daha derin cevaplar için en iyi kaynakları önermek olduğuna inanıyorum. Otuz dakikalık videolar bunun için yeter de artar bile.

Bir de bu işi düzenli yapmak gerekiyormuş. Ben de haftada iki defa video paylaşmaya karar verdim. Çarşamba ve Cumartesi günleri 20:30’da, teknik aksaklık olmazsa, videolar yayında olacak.
Program aşağıda. Dediğim gibi, ilk defa bu mecrada ders verdiğim için, tam olarak uyup uyamayacağımı bilmiyorum. Elimden geldiğince uymaya çalışacağım.
O zaman, yarın akşam görüşmek üzere…
  1. Hukuk fakültesi ne kazandırmaz?
  2. Hukuk başlarken neler okunur, ne kadar okunmalı?
  3. Hukuk nedir?
  4. Hukuk ile ahlak ilişkisi
  5. Hukuk ile din, örf ve adet ilişkisi
  6. Hukuk ve iktidar
  7. Bir normlar sistemi olarak hukuk
  8. Hukukun Kaynakları kavramı
  9. Hukuk sistemleri
  10. Anayasa nedir, ne işe yarar?
  11. Demokrasi
  12. Demokrasi
  13. Hukuk Devleti-Hukukun Üstünlüğü
  14. İnsan Hakları
  15. Sosyal devlet
  16. Kanunlar-KHKlar-Uluslararası antlaşmalar
  17. Tüzük ve Yönetmelikler
  18. Kamu hukuku ve özel hukuk ayırımı
  19. Yargı olarak hukuk
  20. Yargı teşkilatı
  21. Yorum
  22. Adalet
  23. Adalet
  24. Adalet



3 yorum:

  1. Hocam emeğinize sağlık. Ben de takipte olacağım

    YanıtlaSil
  2. Emeğinize sağlık Hocam vakit bjldukça bakacağım

    YanıtlaSil
  3. çok güzel emeğinize sağlık. Aile ve boşanma davalarında detaylı bilgi için de kaynak olarak https://or.av.tr/faaliyet-alanlari/ankara-bosanma-avukati-aile-ve-bosanma-davalari/ linki kullanılabilir.

    YanıtlaSil